Bakıldığında algler en çok ilaç ve kozmetik sanayi için önemli bir kaynak haline gelmiş.
Benim dikkatimi çeken çevre kirliliği payının az olması. En azından şu tablodaki yüzdelerin ürettiği CO2 miktarını özümseyecek kadar payı olması sevindirici olurdu. Bu konuda eksik gördüğüm nokta bu kadar verimli bir oksijen üretim kaynağını şehirlerin içinde, insanların yaşam alanlarında yaygınlığını sağlayan uygulamaların az olması. İlham verici mimari uygulamalar ve çeşitli vizyoner sanat çıktıları dışında markette satılan bir ürüne rastlamadım. Şehir ölçeğinde bu projeyi gerçekleştirmiş olarak sadece Meksikalı start up şirketi Biomitech‘in projelerini buldum.
Mikroalglerin CO2 emisyonunu azaltmak için başvurulan sistemlere bakıldığında bu durumun sebeplerini anlayabiliyorsunuz. Çünkü fotosentez yapan canlı bir organizmanın gerek duyduğu ışık, sıcaklık, hidrodinamik denge vb özellikleri sağlamak için gereken altyapı maliyetleri oldukça yükseltiyor. O yüzden küçük ölçekli yapılar yerine büyük ölçekli yapıların tasarımı hem ekonomik hem de O2 kazanımı verimliliği açısından mantıklı hale geliyor. Tasarımı bu bağlamda ele aldığımızda sistemin tüketimi (CO2) + CO2 emilimi sonucunun pozitif çıkması gerekir.
Bu ön araştırmalardan sonra aklıma ilk gelen bir iç mekan hava temizleyici ve aydınlatma fikrini şekillendirdim. 1 kg mikroalg 1,8 kg CO2 özümsediğini(1) varsayarsak yaklaşık 500 kg CO2 emilimi sağlayan bir hacme sahip. Teknik ekip tarafından bakımı tüpün ömrü dolduğunda yeni hazılanmış tüple değiştirilmesi kurgulanmıştır. O yüzden altta ve üstte sahip tüpü yandan adeta işkence gibi sıkıştıran bir yapı düşündüm. Çökmüş hava avantajından da faydalanarak alttan havayı alıp yukarı doğru sirküle eden çalışma prensibi mevcut.
1.Brennan, L. and Owende, P. “Biofuels from microalgae – A
review of Technologies for production, processing, and
extractions of biofuels and co-products”, Renewable and
Sustainable Energy Reviews. 14(2): 557-577. (2010).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder